HZ. YUŞÂ (A.S.)’IN HAYATI
M. Asım Köksal’ın eserindeki başlık yapısına göre, özgün ve detaylı anlatımla hazırlanmıştır.
1. Hazreti Yûşâ'nın Nesebi ve Doğumu
Hz. Yûşâ (a.s.), İsrailoğulları’nın asil kollarından birine mensuptur. Babası Nûn, dedesi Efrayim’dir. Bu soy, Hz. Yusuf’a (a.s.) kadar ulaşır. Doğduğu topraklar, o dönem Mısır’ın baskısı altında ezilen bir halkın yaşadığı Menfis bölgesidir. Genç yaşlarda iman nuruyla tanışmış ve Rabbine sadakatle bağlanmıştır. Onun doğumu, adeta İsrailoğulları’nın kurtuluşuna işaret eden bir işaret gibi kabul edilmiştir.
2. Hz. Musa’ya İman Edişi ve Görevi
Hz. Yûşâ, Hz. Musa’nın Mısır’a döndüğü günlerde ona iman eden ilk gençlerdendir. Sadece bir iman eden değil, aynı zamanda onun **gölgesi gibi yanında yürüyen** bir yoldaş, sadık bir kumandan olmuştur. Hz. Musa’nın her sefere çıkışında yanında olmuş, savaşlarda ordunun başında yer almış ve halkı cesaretlendirmiştir. Öyle ki, Musa (a.s.) ona sırlarını, davasını ve ümmetin emanetini teslim etmeye layık görmüştür.
3. Tur Dağı’nda Hz. Musa’nın Yanında
Kur’an’da geçen kıssada, Hz. Musa'nın Tur Dağı’na çıkışında yanındaki gencin Yûşâ (a.s.) olduğu kabul edilir. Bu yolculukta bir balığın kaybolması, Musa ile Hızır’ın (a.s.) buluşmasına vesile olmuş, Yûşâ bu süreçte Musa’ya sadakat ve hizmette sınır tanımamıştır. Sessiz ama vakarlı duruşuyla, bir peygamberin yanında nasıl durulacağını bizlere göstermiştir.
4. Ken’an Ülkesine Gönderilişi
Hz. Musa, Ken’an diyarına gönderdiği 12 kişilik keşif grubuna Hz. Yûşâ’yı da dahil etmişti. Diğerleri halkı korkuya ve karamsarlığa sürüklerken, Yûşâ ve Kaleb, Allah’a olan tam güvenleriyle, "Korkmayın! Allah bizimle beraberdir" diyerek halkı imanla ayağa kaldırmaya çalıştı. Bu duruş, onun sadece bir komutan değil, **imanla yoğrulmuş bir lider** olduğunu ortaya koydu.
5. Peygamber Oluşu
Hz. Musa’nın vefatından üç gün sonra, Allah Teâlâ onu peygamberlikle görevlendirdi. Yûşâ, artık İsrailoğulları’nın hem lideri hem rehberiydi. Musa’nın çizdiği yolu devam ettirmekle kalmadı; adaletiyle, sabrıyla, kararlılığıyla ümmetini teşkilatlandırdı. Tevrat’ın emirlerine sadık kaldı, halka şefkatle yaklaştı ama isyana karşı da kararlı bir duruş sergiledi.
6. Şeria Nehri’nden Geçiş ve Eriha’nın Fethi
İsrailoğulları’nın önünde engel gibi duran Şeria Nehri’ni, Allah’ın yardımıyla geçirdi. Teknoloji ve köprülerin olmadığı bir dönemde, dualarla, tevekkülle ve mucizevi şekilde orduyu nehrin öbür yakasına taşıdı. Ardından Eriha’nın fethi geldi. Bu fetih, Hz. Yûşâ’nın liderliğinde gerçekleşen en büyük zaferlerden biri olarak kayda geçti. O artık sadece bir rehber değil, **bir zaferin mimarıydı.**
7. Güneşin Batmaması Mucizesi
Büyük bir savaşta zaferin tamamlanması için zaman daralmıştı. Yûşâ ellerini semaya açtı ve şöyle dua etti: “Ey Rabbim! Güneşi durdur!” Allah, onun duasını kabul etti. Güneş o gün batmadı. Bu mucize, tarihin akışını değiştiren ilâhî bir müdahale olarak anılmıştır. Ve bu olay, onun peygamberliğini inkâr edenlerin bile hayretle sükût ettiği bir mucize olmuştur.
8. Kavmine Adaletle Hükmetmesi
Hz. Yûşâ (a.s.), peygamberliği boyunca kavmine adaletle hükmetti. Ne zengin kayrıldı ne fakir ezildi. Her meselede hakkı gözetti, zulmün karşısında durdu. Tevrat hükümlerini istikrarlı biçimde uyguladı, her konuda Allah’ın rızasını esas aldı. Onun yönetiminde halk huzur buldu, sapkınlık bastırıldı ve birlik sağlandı.
9. Vefatı ve Kabri
110 yaşında vefat ettiğinde arkasında mücadeleyle dolu, tertemiz bir ömür bırakmıştı. Kabri hakkında iki rivayet vardır: İlki Eriha’nın kuzeyinde Efrayim Dağı’nda, diğeri ise İstanbul’un Karadeniz’e bakan yakasında yer alan Yûşâ Tepesi’ndedir. Hangisi gerçek mezarı bilemesek de, onun izleri her iki toprakta da rahmetle hatırlanır.
10. Kur’an’da İsminin Geçmemesi
Hz. Yûşâ’nın adı Kur’an-ı Kerîm’de açıkça geçmese de, bazı kıssalarda "bir genç" ya da "iki kişiden biri" olarak anlatıldığı bölümlerde ona işaret edildiği kabul edilir. İslam âlimlerinin çoğunluğu onun peygamberliğini kabul eder. O, hem Musa’ya yoldaş olmuş bir veli, hem de sonrasında ümmete önderlik etmiş bir nebi olarak anılır.
Hz. Yûşâ (a.s.), teslimiyetin, cesaretin, adaletin ve ilmin rehberi olmuştur. Her yönüyle bir peygamberin yanında nasıl olunur, sonra da nasıl bir milletin başı olunur, bize göstermiştir.